6 Kasım 2016 Pazar

başlıyoruz

Hepimiz yeni başlangıçlar yapmak durumunda kalmışızdır. Yeni bir iş,yeni bir şehir yeni bir insan... liste uzar gider peki başlangıçlarda bizi korkutan nedir. İşte cevabı: bilmemezlik
evet ne ile karşılaşacağını bilmeme duygusu insanı korkutur. Bavulunuzu alıp yeni bir şehre ayak bastınız. Herkes size yabancı, mekanlar,konuşmalar,yaşam tarzları. Ya varlığını hissettirmen gerekecek ya da sönüp kaybolmak. Özgüven sahibi olanlar yeni ortamlara kolayca adapte olur ama bir de ayağını suya korkarak sokanlar vardır, onlar için bu süreç daha zor. Önce kabuğunu kırıp sonra iletişime geçmeli çünkü. bu sebepten asosyal insanlar değişikliği sevmez. Ya da değişikliği sevmeyen insanların bazıları asosyaldir diyerek düzelteyim önermemi. Neden? Çünkü korkarlar. iletişime geçmek zorundadır çünkü değişime giderse. Yeni bir şehir demiştik. Ev bulmak zorunda; emlakçısıyla, ev sahibiyle ayrı uğraşmak zorunda. Evini buldu diyelim; tadilat için, mobilya için, beyaz eşya için başka başka kişilerle muhatap olmak zorunda. Konuşmayı sevmek,  halini anlatmak zorunda. Komşusu, yöneticisi ayrı bir dert de olabilir ayrı bir keyif de. Bir süre sonra ev tamiratında ustalaşabilir, yaratıcılığını da geliştirebilir iletişim kurmamak adına :) işte başlangıçları bu çekimserlik  duygusu ile karşılarsak korkmamız mümkündür. Başta dediğim bilmemezlik nerede kaldı derseniz merak etmeyin olduğu yerde duruyor. Özde hepimiz insan olsak da herkes ayrı bir dünya ve herkesin iletişim tarzı farklı, buna yöresel farklar da eklenince korkmamız doğal oluyor. içine girdiğin yeni topluluğun adetlerini, yaşam şeklini,bakış açılarını bilmemek bizi savunmasız bırakıyor gibi, peki ne yapacağız? Doğal olun! Evet tek mesele ve en kolay çözüm bu, başka ne yapabiliriz ki zaten. kendin gibi davran ve zamana bırak. Bir de şu var; bize yabancı gelen topluluk için de biz yabancıyız. Aynı tereddütleri onlar da yaşayacak size nasıl yaklaşmaları gerektiğini bilmeyecekler. Bunun için iletişime açık ve doğal olmak yeterlidir. bir de zamana bırakmayı unutmuyoruz.